go on
1. olmak; devam etmek: What´s going on? Ne oluyor? The party went on all night. Parti gece boyunca devam etti. 2. (ışıklar/kalorifer) yanmaya başlamak; (aygıt) çalışmaya başlamak. 3. (bir işi sürdürebilmek için) (bir söze/kanıta) dayanmak: What are you going on? Neye dayanıyorsun? 4. devam etmek, gitmek: Go on; I´ll wait here for the others. Sen devam et; ben öbürlerini bekleyeceğim burada. 5. (zaman) geçmek. 6. (with) -e devam etmek. 7. (belirli bir şekilde) davranmaya devam etmek: If you go on like this you´ll end up in a loony bin. Böyle devam edersen tımarhaneyi boylarsın. 8. konuşmaya devam etmek. 9. (about) (hakkında) fazlasıyla konuşmak, bıktıracak kadar konuşmak. 10. (at) -i azarlamak, -in başının etini yemek.