go on Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • go on
    1. olmak; devam etmek: What´s going on? Ne oluyor? The party went on all night. Parti gece boyunca devam etti. 2. (ışıklar/kalorifer) yanmaya başlamak; (aygıt) çalışmaya başlamak. 3. (bir işi sürdürebilmek için) (bir söze/kanıta) dayanmak: What are you going on? Neye dayanıyorsun? 4. devam etmek, gitmek: Go on; I´ll wait here for the others. Sen devam et; ben öbürlerini bekleyeceğim burada. 5. (zaman) geçmek. 6. (with) -e devam etmek. 7. (belirli bir şekilde) davranmaya devam etmek: If you go on like this you´ll end up in a loony bin. Böyle devam edersen tımarhaneyi boylarsın. 8. konuşmaya devam etmek. 9. (about) (hakkında) fazlasıyla konuşmak, bıktıracak kadar konuşmak. 10. (at) -i azarlamak, -in başının etini yemek.
  • go on a diet
    perhize başlamak.
  • go on strike
    grev yapmak.
  • go on strike
    greve gitmek.
  • go on the rampage
    (through) (-i) yakıp yıkmak, (-i) kasıp kavurmak.
  • go on the road
    (tiyatro topluluğu) turneye çıkmak.
  • go on the rocks
    k. dili 1. (evlilik) bozulmak. 2. (işyeri) topu atmak, iflas etmek.
  • go on the stage
    tiyatro oyuncusu olmak.
  • go on the stage
    oyuncu olmak, tiyatrocu olmak.
  • go on tour
    turneye çıkmak.